Erzincan 1 Şubesi
1458 | | | 24-11-2019
24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ
Serpil BAYGIN

Yine bir kasım ayında yine bir öğretmenler günü…Belki kelebeğin ömrünü ve türlerini, savaşların nedenlerini ve sonuçlarını, filozofların insana bakış açılarını unuttuk fakat uzun yıllar geçmiş olmasına rağmen duruşuyla nezaketiyle her yönüyle örnek teşkil eden öğretmenlerimizi ve mesleğe başladığımız ilklerin heyecanını unutmamız mümkün değil. Özenle seçilmiş kıyafetler, özenle taranmış saçlarla ilk kez öğrencilerin karşısında boy gösterdiğimiz zamanlarda bilginin yanı sıra dış görünüşün, üslubun da ne kadar etkileyici olduğunun farkındaydık. Çocukluğumuzda da öyle değil miydi her yerde öğretmenlerimiz duruşuyla görünüşüyle ya da konuşmalarıyla kendini belli ederdi. Öğretmenlerimizi karşı kaldırımda görsekyüzümüz kızarırutangaç tavırlarımızla kendimize çeki düzen verir, önümüzü ilikler mutlaka selam verirdik. Sabahın erken saatinde okula giderken bahçeden kopardığımız küçük papatyayı sınıfın kapısında dakikalarca bekleyerek uzatırken bakışlarımızda ki derin sevgi çok şey anlatırdı.İklim değişti, zaman değişti ama çocukluk olma hali asla değişmedi. Yeni çocukluk sanal dünyanın gezgini, bizse dünyadan büyük hayalleri olan masal çocuklarıydık. Geleneğin sürdüğü kadim zaman çocukluğuyla yetişirken, modern zamanların çocukluğu arasında yıllar içerisinde bizlerde büyüyerek, yürekten sevgimizle öğretirken ne çok şeyde öğrendik. Hayat okulunda hayatı öğreterek,  ilimden ve fenden önce insana değeri vurgulayarak yol gösterdik.Öğretmenin sanatı da,varoluş gayesine uygun olarak insanı geliştirmek, fikir ve düşünce de sözve fiille doğru yolu göstererek iyi insanyetiştirmek değilmiydi?El-Emin sıfatına nail olan Peygamber Efendimizin İslam öncesi ve sonrası ahlaki vasfının hiç değişmediği görülmekte ve bu durum “Beni Rabbim terbiye etti, ne güzel terbiye etti ” sözlerinde ifade ettiği gibi örnek öğretici olarak kendini insanlığa takdim etmiştir.Peygamberimiz Allahtan aldığı tebliğ görevini bir eğitim-öğretim faaliyeti olarak da yerine getirmiştir. O, eğitimi ve insanları bilgilendirmeyi okul sıralarındaki gibi kırk dakikaya değil, hayatının her alanında yer vermiş, her fırsatta insanlara bir şeyler öğretmeyi amaç edinmiştir. Her şey de olduğu gibi günden güne unutulmaya yüz tutmuş değerlerimizin eğitimi konusundaeğitimciler olarak hassasiyetle hareket etmeliyiz ki değerlerimiz yeni nesillerde yaşasın can bulsun. Uygulayalım, örnek olalım, örnek bir hayat sunalım. Öğretmenlik mesleğinin önemi ve değeri tüm toplumlarca kabul edilmektedir.İnsanoğlu her daim kendine birşeyler öğreterek öncelikle yaşamların idamesini kolaylaştırmada, sonraları ise aydınlanma ve evreni anlama algılama çabasına destek olanlara karşı teveccüh ve saygı beslemiştir.Fakat yıllar içerisinde değişen dünyada birçok alanda olduğu gibi öğretmenlik mesleğine bakış açısı da bu süreçten payını aldı. 1981 yılından beri ülkemizde öğretmenler gününde öğretmene verilen değer anlatılarak kutlanmaya çalışılsa da özellikle son zamanlarda saygınlığının yitirilmeye çalışıldığı durumlarla birlikte okullarda birçok farklı konularda sıkıntıları yaşamaya da devam etmekteyiz. Disiplin ya da disiplinsizlik, duygusal şiddet ya da mobing uygulamaları, teşvik ve takdir edilmek yerine tehdit edilen, yalnızlaştırılmaya çalışılarak mutsuz edilen sorunlarla ne yazık ki çok karşılaşıyoruz. Bunun yanı sıra öğretmenler gününde öğretmenlere birçok methiyeler diziliyor fakat milyonlarca öğrencisi olan yüzbinlerce öğretmeni olan eğitim dünyasında kuşkusuz hiçbir şeyin tozpembe olmadığını da görüyor ve biliyoruz. Uygulama da yaşanılan sorunların çözümüne gidiliyor mu?  Kaç yönetici-veli öğretmeniyle engelleri aşarak el ele yol alabiliyor? Sorularına cevap bulmada hala zorlanıyoruz.Özellikle son yıllarda nicelik peşinde koşarak koltuk sevdasına eğitimde yer almak isteyen yönetici-eğitimciler yerine, niteliğin önemli olduğu kaliteli eğitime önem verildiği eğitim ortamlarını özler duruma geldik. Öğretmenlik mesleğinin sadece paraya, tatile, çalışma saatlerine göre değerlendirilip itibarsızlaştırmak hiç kimseye yarar sağlamayacağı da ortadadır. Başarılı öğretmenprofilininyalnızca dersini iyi anlatan değil,kalbindeki sıcaklığı ve sevgisini yansıtarak yıllarca hafızalarda yer edinmiş biri olduğu bilincindeyiz. Eğitimciler olarak mücadelemiz gelişen ve değişen teknolojiye ayak uydurarak, liyakate dayalı vizyon sahibi idareci ve öğretmenlerle birlikte kurum kültürü ve ekip ruhuyla aydınlık yarınlara ışık tutabilecek nesiller yetiştirmek için olacaktır.Büyük kurtarıcı cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir!” diyerek yüce milletine hedef göstermiş ve “Muallimler! Yeni nesil sizlerin eseri olacaktır!” veciz sözüyle de öğretmene ne denli önem verdiğini dile getirmiştir. Biz öğretmenlere düşen görevse hakiki manada çağdaşlaştırma adına her daim onun izinden yürümek olacaktır.

Sevgili Öğretmenim, gülümsemeleri yakalamak için çocuklarda yaşamayı bilerek seçtik. Tıpkı bir çocuk gibi yüzümüz hep geleceğe dönüktü. Sayısız öğrencinin hayatına dokunurken yıllar içerisinde göz kenarında iki çizgi saçta beş on beyazın lafı olmaz.Umuda açılan penceredezorluklara göğüs gererek mücadele eden, güzellikleri sunan okyanus yürekli öğretmenlerim, gününüz kutlu olsun…

 

                                                                                                                                                   Serpil BAYGIN

Tüm Yazılar
1 ÖĞRETMEN GÖZÜYLE SENDİKACILIK
2 PANDEMİ SÜRECİNDE ÖĞRETMEN OLMAK
3 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ
4 EĞİTİME DAİR